Buzağı Septisemisi

Buzağı Septisemisi

Hastalık; inek yetiştirilen yerlerde fazla görülür ve kayıplara sebep olur. Yeni doğan hayvanların bir arada tutulduğu bölgelerde, soğuk, pis, rutubetli ve karanlık ahırlarda enfeksiyon daha yaygındır. Mikropla bulaşık süt, su ve gıdaların sindirim sistemi aracılığıyla vücuda alınması ile enfeksiyon oluşur.

NEDENLERİ

Hastalığın başlıca etkenleri E.coli bakterisi, Rota ve Corona virüslerdir. Bu etkenlerin yanında birçok bakteri ve virüsler da rol oynar. Bu etkenlerin hastalığı meydana getirmesinde birçok neden bulunmaktadır. Bunlar :

  • Buzağının yaşı: Genellikle 4 günlükten küçük yaşta (özellikle E.coli) başlar ve 3 haftalığa kadar, hatta bir aylığa kadar ki dönemde görülür.
  • Ağız sütünün yetersiz verilmesi: Her canlı gibi buzağılar da doğduktan kısa süre sonra kolostrum dediğimiz ağız sütünü almalıdırlar. Çünkü ağız sütünün içerisinde anasının hayatı boyunca geçirdiği hastalıklara ve olduğu aşılara karşı antikor denilen koruyucu maddeler bulunmaktadır. İneklerin rahimlerindeki yavru zarları çok katlı olduğu için buzağılar ana karnında iken bu koruyucu maddelerden yararlanamazlar. Bu nedenle koruyucu maddelerin mutlaka doğumdan sonra ilk 3 saatte alınması gerekir. Buzağılar günde, iki öğünde canlı ağırlığının 1/10'u kadar ağız sütü almalıdırlar. Örnek verilecek olursa; 40 kg' lık bir buzağıya 2 lt sabah, 2 lt akşam ağız sütü verilmelidir. Ağız sütünün koruyucu maddeleri bulundurmasının yanında normal süte göre diğer üstünlükleri de vardır Ağız sütüne acımsı tadı veren içindeki magnezyum sülfat (İngiliz tuzu)'dır. Bu madde buzağının bağırsağındaki ilk barsak içeriğinin atılmasını sağlar. Ayrıca ağız sütünün besleyici yönü fazladır.
  • Ananın yaşı: Genç ineklerin yavruları yaşlı ineklerin yavrularına göre hastalığa daha çok yakalanabilirler. Çünkü yaşlı ineklerin ağız sütünde hayatı boyunca kazandığı koruyucu madde daha fazladır.
  • Gebe ineğin kuruya geç alınması: Gebe inekler doğuma en geç 40 gün kala kuruya alınmalıdır. Daha geç alınacak olursa, karnındaki yavruyu yeterince besleyemez ve bu tür yavrular cılız doğar, hastalıklara daha çok yakalanırlar.
  • Soğuk, yağışlı ve rüzgârlı havalar: Bu tür havalar buzağının direncini kırarak hastalıklara yakalanmasına zemin hazırlarlar.
  • Doğum localarının temiz olmaması: Ortam temiz olmadığı zaman buralarda daha çok mikrop olacağından buzağılar yeni doğduklarında korumasız olduklarından bu mikroplarla karşı karşıya gelir.
  • Kalitesiz süt ikame yemi verilmesi: Buzağılar yeterince beslenemediğinden ve sindirim bozukluğu olduğundan hastalıklara yakalanma şansı artar.


Bu hastalık sıkça görüldüğünden ve bazı durumlarda tedaviye rağmen ölümle seyrettiği için önemli bir problemdir.

BELİRTİLERİ

Hastalık değişik şekillerde seyreder.

  • Septisemi formu: Genellikle 4 günlükten küçüklerde durgunluk, ayağa kalkamama, sütünü emmeme, başlangıçta ateş ve sonra vücudun soğuması görülür.
  • İshal formu: Sulu macun gibi, açık sarı-beyaz, açık kahve renkli, koyu yeşil, kötü kokulu ishal gözlenir. Kuyruk ve çevresi ishalle bulaşık görünümdedir.
  • Enterotoksemik form: 3-5 günlükten büyüklerde ani olarak ortaya çıkar. Şiddetli halsizlik, yerde yatar durumda, zaman zaman çırpınma durumundadır.


TEŞHİS

Buzağılarda hastalığı tanımlamak kolay olmasına karşılık nedenin ortaya çıkarılması için laboratuvar muayenelerine ihtiyaç vardır.

TEDAVİSİ

Hastalar ayrılarak geniş spektrumlu antibiyotikler ve sülfonamidlerle tedaviye çalışılır. Analar gebeliğin 7. ayından itibaren kuruya çıkarılacağı zaman, E. coli aşısı ile birer hafta ara ile 3 defa aşılanır. Bunun için bir veteriner hekime başvurulmalıdır. Ayrıca yavrulara doğduktan hemen sonra bağışıklık arttırıcı serumlar uygulanır. Hayvanları kuvvetlendirmek için vitaminli preparatlar, ishal kesen ilaçlar, mineral maddeler verilir. Hayvanlara iyi bir gıda rejimi uygulanır ve hijyenik tedbirler alınır.

KORUNMA YOLLARI

Hastalığı oluşturan nedenler en aza indirilmelidir. İneklere gebeliğin 7.ayından itibaren E.coli ve hatta Rota, Corona virüs içeren karma aşılar yaptırılmalıdır. Doğan buzağıya ilk 3 saatte mutlaka canlı ağırlığının %5’i kadar ağız sütü içirilmelidir. Doğan buzağılara ilk saatlerde septisemi serumu uygulanmalıdır. Genç ineklerden doğan yavrulara o dönemde doğum yapmış yaşlı inek varsa ağız sütünden içirilebilir. Hatta bu amaçla, yaşlı ineklerin ağız sütleri derin dondurucu veya buzlukta saklanabilir.